Aleviliğin ve Alevi inancının yasak olduğu dönemlerde bi Aleviler inanç faaliyetlerimizi gizli yapmak zorunda kaldık. Yazılı belgelerimiz tahrip edildiğinden yılar boyunca Cem ve diğer ibadetlerimizin çoğunu gizli yapmak zorunda kaldık. Gizli kapalı yapılan ibadet, buna dışarıdan bakan tarafında her şekilde yorumlanabilirdi. Bu, diğer gizli inançlarda da böyle olmuştur. Biz Aleviler, Cem ayinlerimizi, Cem meydanında aydınlatmak için mum yakar ve Cemin bitiminde söndürürdük. Ancak biz Aleviler olarak kadın erkek eşitliği meselesini yıllar önce çözdüğümüz ve ibadetimizi de kadın erkek birlikte yaptığımız için, bunu anlama düzeyinde olmayan irtica tarafından hakkımızda böyle yalanlar çıkarılmışlardır.
Art niyetli imam ve hoca- müftülerin uyduruk sapıkça yalanlarına kananlar bu anlamda her zaman olmuştur ve hala da olmaktadır. İslami cehalet, 400-500 sene önce Biz Alevileri kökten ortadan kaldırmak için, bizlerin İslama ters bir inanç içinde olduğumuzu (Hitler, Yahudiler’in kırımını hızlandırmak için onların insest yaptıkları yalanına sarılmadı mı!), arkasındaki kara cahil irticaya kabul ettirmek ve böylelikle kasap bıçağının kolaylıkla harekete geçmesini sağlamak isteyen ünlü sapıkların başı Yavuz Sultan Selim’in basit bir uydurmasıdır “mum söndü”… Kızılbaşlar’ın kafalarına sardıkları peştamal kırmızı idi, başka bir şey değil…ve İşte bundan dolayıdır ki bizlere Kızılbaş’ta denilmektedir.
Şimdi bu sapıklara sormak gerekir; Sizin inandığınız o padişahlar kardeş katilleri değimlidir!!! Kendi kardeşini, taht ve zevk sefa için öldürenlerden hangi iyilik kardeşlik, doğru inanç ve gerçekler beklenebilir?
Peki nedir Kızılbaş felsefesi: İnsani, bütün şeylerin hem merkezine hem de en üstüne koyan Kızılbaş felsefesi, kendisine atfettiği kutsallık derecesine bağlı olarak bütün şeyleri de kutsamıştır.
Kızılbaş Aleviliğin bu kutsallık hiyerarşisi hiç kuşkusuz kutsal olmayan, bir günahlılık hiyerarşisi ile karşılanır. Kızılbaşlık’ta fuhuş derecesinde görülen bir alan vardır ki Kızılbaş Alevi felsefesi işte bu alanı lanetlik bir alan olarak görür. Kızılbaşlar ahlaki anlamda bütün coğrafyada en ahlaklı toplum olarak tanınır.
İnsan eğer kendisini, hayvani istek ve arzularına göre yönlendiriyorsa, iste orada müthiş düşkünlük vardır. İşte o zaman akıl, nefsin yasasına tabi oluyor demektir ve akıl tümüyle lanetin emrine girmiştir.
İşte bu felsefeye göre Mum söndü yalanlarını uyduran kardeş katili Osmanlı padişahları dünyanın en ahlaksız yarattıklarıdır. Bunlar, kardeş, anne ve baba tanımayan insanlıktan nasibini almamış katil ruhlu yarattıklardır.
Aynı şekilde bu iftiralara devam eden irtica da, amaca ulaşmak için ne kadar alçak ve ahlaksız sapık olduğunu bir kez daha, burada, Almanların kaleminden çıkmış gibi gösterilse de kendisini böylelikle ispatlamaktadır. Bu iftiralardan medet ummak bile başlı başına bir alçaklıktır.